

Teosofiye Giriş
Işığın Mücevherleri olarak “Teosofiye Giriş” çalışmalarımıza kayıtlar devam etmektedir.
Teosofi birçok yönden, ilahi adalet yasasının kaçınılmazlığından dolayı katı bir inanç gibi görünebilir, ancak bu değerlendirme bulunduğumuz yere göre değişir. Eğer acılarımızın adil olarak çekildiğini ve bu acıların ötesinde bizim için bir ödül olduğunu hissedersek, ne kadar acı çektiğimiz çok da önemli değildir.
Her şeyin şimdi kendi elimizde olduğunu, ne kadar mutlu ya da kedere layık olacağımızı, şu anda kendi geleceğimizi örebileceğimizi anlamamızda yatar. Bu basit taslak Teosofi’nin iskeletidir ve bu hatırlamamız gereken kısımdır.
Çalışma iki ay sürecektir ve toplamda sekiz ders olarak planlanmıştır.
Genellikle Teosofi’nin takriben Üçüncü Yüzyılda ortaya çıktığı varsayılır, ancak gerçekten çok daha eskidir, bir otoriteye göre, Batlamyus (Ptolemy) Hanedanlığı zamanında Mısırlı bir rahip olan Pot-Amun aracılığıyla ortaya çıktığı farz edilir. Teosofi, tek bir Yüce Tanrıya olan inancı aşılar. Aynı zamanda insan ruhunun ölümsüz olduğunu ve evrenin ruhunun bir parçası olduğunu, onunla aynı cehverden olduğunu anlatır.
Sonra tekrar, Teosofik öğretilerin mistik ve büyülü tarafına geliriz ve burada insanları Yogi, Sufi ya da başka herhangi bir tür üstat olmaya sevk eden aynı fikirleri buluruz. Bu fikir, saf hâle ulaşarak ve nefsin üstesinden gelerek, İlahi sırları ve gizemleri okuyabilecekleri ve hatta İlahi Varlıklar ile temasa geçebilecekleri fikridir.
Sonsuzluk yasası tekâmül yasasıdır, çünkü bir tin olarak insan en alçaktan en yükseğe, kelimenin tam anlamıyla plandan plana, daha düşükten daha yüksek bilince ve ondan daha da yüce hâllere, mükemmelliğe ulaşana kadar gelişir ve İlahi Sevgi ve Sonsuzlukla yeniden birleşir. Sonsuz Birliktir ve Birlik Bir anlamına geldiğinden, Sonsuz olan Bir’i temsil eder. Tüm dünyalar tek bir tözden oluşur ve bu tözde tüm elementler bulunur, tıpkı tüm sayıların Birlik içinde, bir içinde yer alması gibi. Diğer tüm maddelerin doğduğu evrensel töz olan Birlik ya da Tanrı, diğer tüm güneşlerin ve sistemlerinin spiral şeklinde döndüğü büyük merkezi bir güneş gibidir.
İnsan, ruhları ayrık olan güneşler ya da ateşler gibidir, Evrensel ateşten ya da Sonsuzluktan farklıdırlar, aynı şekilde evrendeki her şeye nüfuz eden, yine de ona katılan ve ona doğru hareket eden tözden farklıdırlar.
Bu ruhlar, bir deneyimden diğerine, bir enkarnasyondan ötekisine kadar arındırıcı bir süreç tarafından yönlendirilir ve yaşamları gerçekten bir çabadır. Çoğu zaman cılız ve nafiledir, ancak yine de bu çaba yeryüzünde evrene nüfuz eden ve onun ahengini oluşturan güzelliğin ve gerçeğin Görkeminin ve İlahi ışıltısının en azından bir kısmını gösterme çabasıdır.
Ruhun eğitimi yavaş ve acılı bir süreçtir, nasıl yeryüzü büyük zorluklar sonucu meydana geldiyse ya da bir kadın bebeğini nasıl doğuruyorsa, o da aynı şekilde arındırılır, spiritüel olarak doğar ve ıstıraplar, acılar, kederler ve karışıklıklar eşliğinde maddi dünyaya yeniden gelir. Bu tür deneyimler sayesinde insan, yavaş yavaş maddi olandan kurtulur, ruhu spiritüel merkeze gittikçe daha da yaklaşır. Ancak her yaşamda gümüş bir ışın gibi akan İlahi ateş her kalbin merkezindedir. Beden ile örtülüdür, bilinmez, çoğu zaman tanınmaz, Tanrı her bir ruhun içinde yaşar, ona rehberlik eder, onu korur, ona tavsiyelerde bulunur ve sonunda onu merkeze geri çeker. Şeritler yerine ışık demetinin ilerlediği devasa bir mayıs direği hayal edin.
Her bir şerit bir bireyin kalbinde yer bulur ve bir ucu birey hareket ettikçe hareket eder, ancak ışığın bulunduğu direkten asla ayrılamaz. Beden ruhun enstrümanıdır, ruh tarif ettiğim gibi, Sonsuz Töz ile bağlantılıdır; Tanrıyla, Birlik ile birdir. İnsan öldüğünde, ruh kendine yeni bir beden çeker ve her yeni kılıfla İlahi Kıvılcım giderek daha fazla belirgin hâle gelir.
Teosofi kelimesi, kelimenin tam anlamıyla İlahi bilgelik, Tanrıların bilgeliği anlamına gelen binlerce yıl öncesinden günümüze ulaşan bir terimdir.